Ara...

11.10.2025

Doyumsuz

Karşımda bir çocuk,

Açlıktan yakınıyor.

Karşımda debeleniyor

Ağlayan bir çocuk.


Midede hareket devamlı.

Yemezse duramaz aklı.

İyice geçiştirmeden,

Bırakamaz kıvranmayı.

Kayık Yokuş

Kaygan yokuş yaşı olan,

Pabuçlardan—yaş alan,

Jenerasyonlara aktarılan,

Upuzun yolda—bi adam.

Sorular sorar geçimsizce

Ne giderir derdini, gizlice?

Sisli yere dokunan taban,

Bir de orada kalmayı bilse.

10.10.2025

İnceden Tuğlalar

“Göğü delen” uzunca tuğlalar…

Bu şehir ağaçlara yakınır,

Beyni pis sularda yıkanır,

Tuğlaları deviren ellere sığınır.

Gittikçe anlamsızlaşan göğe,

Maviye biçimsizce boyanır.

Ayaksız Araç

Onlarca farklı insanın parfümleri,

Kokular karışıyor birbirine.

Hepsinde birer yaşam belirtisi.

Solunan havanın silsilesiyle,

Ciğerler karışıyor birbirine.

9.10.2025

Anlatılmaya Layık Olanlar

Gözlerimi yaşartmayan bir soğan

Buldum.

Kokuma aşık olan.

Bana doğru yeşeren yapraklar,

Kökleri koruyan topraktı.


Ellerimi ısıtan bir kartopu

Tuttum.

Tenime aşık olan.

Koluma doğru sızan sular,

Havayı saran bulutlardı.

Oyuncak

Küçük çocuk, büyükçe beden.

Oyuncağına dolanmış sinsiden.

Kuyruğuna basılan yılandan,

Büyük suçlara, küçükçe siren.


Boşa beklemek kâr mı sabahı?

Ne ile besler bu çocuk yılanı?

Kolları olsa ipe vurulmaz pulları.

Beceriksiz parmak sorunları,

Bu defa yükseltti göğe suları.

8.10.2025

Çoğunlukla Mantıksız

Çoğunlukla mantıksız

Suda yüzen bir kafa,

Ya da deniz atı çayırda.

Dört nala koşan balık,

Veya bir kuş ahırda.


Mazur görsen aklımı,

Dağa bir çadır kursam.

Tepeye tahta merdiven

Bir düşüp de devrilsem.


“Ah!–”

Tat

Zehirden emin olamam,

Zamanı tanıyana kadar.

Ağrıyor boynum, kırılıyor.

Cezasından kaçamam.


Bir dörtlük daha, kalemime.

Yakışan neyse onunla

Ödemeye, 

7.10.2025

Sıradan Bir Gün

Günün yazısı, günün sözü.

Hüzün yazısı, yüzün süsü.

Bağcığım takılı zincire,

Düzeni bozar uzun ince.


Gün döner ölü incire.

Yüzüğüm yapışık ele.

Bulamam sineklik kendime,

Görülüp saklanılan pencere.

Parlak Camlar

Nakliye aracının kasası her ne kadar zifiri karanlık olsa da, eşyalarımın her birini gözlerimle seçebiliyordum. Yıllardır çok bakmıştım onlara, ezberlemiştim. Masamın, sandalyemin, fiskosumun, televizyonumun, gardırobumun ve diğer her şeyimin etrafımdaki alanı ne kadar kapladıklarının oldukça farkındaydım. Yolun engebelerinin onları nasıl sıçrattığını hissedebiliyor, motorun sesiyle beraber camların titreşimini duyabiliyordum. Korkmuş gibilerdi, ama zaruri bir korkuydu.

 Kasanın duvarına yaslanmış, dizlerime sarılmış, arabanın her titreşimiyle beraber tebessüm edip duruyordum; müthiş hissediyordum! Şöyle bir gerçek var ki insanlar belirli bir yaşa ulaştıktan sonra sahip oldukları tek bir arzu kalır: Keyifli bir meslek. Ben de işte, o yaşa ulaşıp bunu arzulamıştım ve nihayet bu arzumu tatmin etmek üzereydim. Hayatımızın atlayacağı boyutun büyüsü altında, aynı yürüyen kasayı paylaştığımız mobilyalarıma: yani ev arkadaşlarıma, karılarıma ve çocuklarıma bir göz attım. Nihayet korkmayı bırakmışlardı. Oracıkta evimin yeniden vücut bulduğunu hissettim. Mobilyalarım tekrar günlük sohbetlerine başladılar. O an beni gerçekten evimde olduğuma ve sadece elektriklerin kesilmiş olduğuna inandırabilirdiniz.

 Araba durdu. Kapılarının sesini duydum. Adımlarının sesini duydum. Kepenk açıldığında güneş gözümüzü yaktı; benim ve mobilyalarımın. Çıktım, taşıma işlemine hazırlandılar. Yeni mahalleme bir kez daha göz attım, merakla. Evimin balkonunu seçebildiğimde nihayet, gülümsedim. O tebessümü kullanarak aynı zamanda da nakliyecilere kasada oturmama izin verdikleri için samimi bir teşekkür edip ellerini sıktım. Aynı ellerle yeni evime hayat verdik.

6.10.2025

Paranoya

Sığamam bu kutulara,

Bolca kuşanmış aynalarla.

Birisi değil, bin tanesi,

Beni boğacak tuşlarla.


Dokusu ince, sesi yok.

Bağıramam boğazdan.

Reçete, reçete beynime,

İyice işlensin derinime.

Kurbanlık Şiir

Gir.          Ete           buda,

 Dişi       sabit        İsa,

  Olan    bakan    Rab,

   Mutsuzluğu bulan,

   Bihaberdir sondan.

   Kızıl damarlı gözler

   Uzanır kan nehrine.

   Sıcak boynun üşür

     Sivri bir çelik ile

  Ama        tek      dua

 Dion,         ay,        sus!

Dün-           ya,         sen,

Sen                            de

  O-                              va.

5.10.2025

Pati Pati

Pasaklı bir tüy yumağına,

Rast geldim sokaklarda.

Anlamsız sanılmış olsa da,

Asıl iletişim derinden.

Dilsizi oynayan—yine ben.

Kanlı Boyoz

Bazen acele gerekir;

Bugün en yüce örneği

Mesele fazla mühimdir,

Kendiciğini unutursun


Kalbimin duracağından,

Kendimi aştığımdan,